ABD Başkanları (Clinton, Obama) ile başkan yardımcılarından CIA başkanlarına kadar pek çoğu, CIA’nın “Şili ve Guyana'dan El Salvador ve Japonya'ya, CIA ve KGB; demokratik seçimleri hedef aldı. Bazen oy pusulaları bazen de kamuoyu, hileli şekilde yönlendirildi, manipüle edildi” şeklinde beyanat vererek ifşaatta bulundular.
Meğerse tüm melanetlerinin sebebi, sadece komünizmi bitirme yani soğuk savaşmış. O yüzden 2000’den sonra bu kötü huylarını bırakmışlar. CIA’nin 2011-2012 başkanı David Petraeus (Afganistan’da görev yaptığım sırada ISAF komutanıydı çuvalcı aşağılık), bu tarihi, on yıl daha ileri taşıdı. Çünkü artık yeni misyonları olan ‘Demokrasiyi Teşvik Etme’ye geçiş yapıyorlarmış zat-ı şahaneleri.
CIA’nın yeni odak noktası/üzerinde durduğu yeni yaklaşımı, oy pusulalarını değiştirmek değil zihinleri inşa etmekmiş. Medya ve sivil toplum örgütlerini devreye sokarak çarpıtma haber-dezenformasyon yapmaya başlamışlar.
Aslında hikaye, CIA’in 2001’den sonra (ikiz kuleler saldırısı) yeni tarz geliştirmesinden ibaret: insansız hava saldırıları ve paramiliter grupların (kiralık terör örgütleri, mafya, şirketler) kullanılması. Sizin anlayacağınız “seçimlere müdahaleden” vazgeçildiği itirafı, aldatmacadan ibaret. Biz buna Türkçede “şecaat arz ederken sirkatin söylemek” diyoruz.
Şimdilerde ise faaliyetlerini siber saldırı şeklinde evriltmeye çalışıyorlar. Zaten kendi başkanlık seçimlerinde de internet üzerinden dış müdahaleye maruz kaldıklarından şikayetçiler.
Çağı yakalamaya çalışan bireyler olarak hemen aklımıza 5G ve 6G geliyor dimi. Budur işte… Huylu huyundan vaz geçmez. Şer odaklarının hileli oyunlarına alet olmamak için siber çağı yakalamak zorundayız. İnanın ABD’nin bile tüm gayreti (Elon Mask) bundan ibaret. Aynı şey Rusya için de geçerli.
Çin mi? Çin çoktaaan (Huawei sayesinde) dünyanın yeni püskülü belası olmaya hak kazandı. Siz kendi derdinize yanın.