top of page

Goymılar ki Elon Mask’ı Cebimizden Çıkartalım

Hadi bir hayal kuralım. Dünya paylaşılırken varlık gösterememiştik ya, şimdi en güçlü çağlarımızdaykene güneş sistemi, parsel parsel paylaşılıyormuş ve masada biz de varız. Mars yörüngesinin kapsadığı alana el koyuyoruz, en gözde bölge bizden soruluyor. Diğer alanlar da ABD, Çin ve Rusya’ya bırakılıyor. Eh, bunu da dünyaya kabak gibi açılamıyoruz. Ne diyoruz; “Mars yörüngesi dahilindeki uzay seyahat bilgilerinin önceden TÜBİTAK’a bildirilmesi, trafik güvenliği açısından çalışma gereklerine uygundur”. Dikkat buyrun; “bizden izin alacaksınız, yoksa düşürürüz, seyahat haracını da faiziyle katlarız” falan demiyoruz. Uluslararası nezakete uygun şekilde ‘Deli Dumrul’ kanunlarını yürürlüğe koyuveriyoruz. Gelsin uzay hakimiyeti...

II. Dünya Savaşı bitince ABD ve Rusya, Yalta’da dünyayı paylaşırken aynı yolu izlemiş, “güvenlik, silahsızlanma, ekonomik ve siyasi destek vb.” ifadeler kullanmışlardı. Yazılanlarla gerçekte kurgulanan dünya hep farklı hatta tam tersi olmuştu. Sonrası malum: ABD, kendi bölgesini dizayn edip sömürürken, zulmün dibine dibine vururken Rusya hiçbir platformda arıza çıkarmamış, aynısını da Rusya yaparken ABD, benzer zımni-üstü kapalı desteğini sağlamıştı.

Günümüze gelelim. Biliyorsunuz Elon Musk (İlan Mask) diye biri çıktı, kafayı çalıştırıp milyarder oldu, geleceği iyi okuyup manyak atılımlar yaptı. Nikolai Tesla’dan aldığı ilhamla geleceği en çok etkileyen üç alan tespit etti; internet, temiz enerji ve uzay. Yatırım yaptı; tesla araba, güneş panelleri, insan beyni ile doğrudan bağlantılı yapay zeka, manyetik tren vs. Servetini 20 Milyar Dolara ulaştırdı.

Bir de baktık atılımların zirvesindeyken 'ferrarisini satan bilge' gibi tüm varlığını zorlayarak uzay yoluna yatırım yaptı. Nasıl, çılgınca değil mi? Peki bu cesareti nereden buldu. Bu uçuk, hiper riskli yola nasıl girdi dersiniz. Tabi ki devlet arkasındaydı. Uzay Keşif Teknolojileri (SpaceX) adlı şirketiyle uzaya seyahat programı başlattı. Başarısız denemelerinden sonra nihayet 30 Mayıs 2020’de "Crew Dragon Ejderha Mürettebatı" isimli uzay mekiğiyle, Kennedy Uzay Merkezi'nden uzaya astronot gönderdi. Mekik, Uluslararası Uzay İstasyonuna (ISS) ulaştı. Özel bir şirket yapıyordu bunu. Sırada Ay’a ve Mars’a götürüp getirmek var.

Bu arada Trump da, 2020 Ulusal Savunma Yetki Yasası'nı imzalayarak tarihteki en yüksek savunma bütçesini (738 Milyar Dolar) onayladı ve ABD’nin Uzay Kuvvetleri Komutanlığı kurdurdu. (Bu krizde bu parayı nereden bulacak diyorsanız IMF serimi tavsiye ederim). Biz endişeli miyiz bilmiyorum ama Çin, çook "derin endişeler" duyuyor. Amerikan dehşetinin hangisini alkışlayabiliriz?

Bizim Elon boş durmamış, ABD Hava Kuvvetleri'ne “savaş uçakları çağının kapandığını, savaşların artık insansız uçaklarla ve uzay teknoloji kullanılarak gerçekleştirileceğini” söyleyerek beraber çalışmayı teklif etmiş. Ba ba ba! Dünkü “müendis”, çılgın girişimlerinin ardından şimdi de ABD ordusuna ayar veriyor. Şifre “büyük yenilikler”.

Şimdi asıl proje geliyor; dünya yörüngesine 42 bin uydu yerleştirerek internetin, okyanuslar dahil yeryüzünün erişimi en zor bölgelerine, iki kat hızlı ve eşit şekilde ulaştırılması. (Tabi yersen!). Fiber kablo döşersen 150 Milyar dolar, uydu ağı örersen 10 Milyar Dolar. Asıl maksat, maliyet de değil. Gerçek niyet; internet hakimiyetini perçinleyerek siber evrendeki harekât üstünlüğünü devam ettirmek (ayrı bir yazı konusu) ve askeri açıdan dünyayı kontrol altına tutmak. Amerikan dehşetinin hangisini alkışlayabiliriz? Uyduların bir kısmı gönderildi bile. Zaman zaman Türkiye'nin üzerinden de geçiyorlar. (İnternet, çok daha hızlı hale gelecek diye hadi bilinçsizce alkışlayalım.) Elektromanyetik dalga ve lazer ışını kullanma yeteneğine sahipler! Şu kadarını söylemek, olayın vehametini ortaya koyacaktır. Savaş sırasında rakibinize ait hareket eden herhangi bir cismi yani muhtemel tüm hedeflerinizi, 3 boyutlu ve gerçek zamanlı olarak takip edebiliyorsunuz. Milimetrik lazer saldırısıyla hedefinizi, istediğiniz anda yok edebiliyorsunuz. Dehşet bir kudret! Yani Uzay Kuvvetleri Komutanlığı, bütün dünyayı -orduları, silahsız toplulukları- bu uzay mekiği ağı sayesinde dize getirebilecek. Amerikan dehşetinin hangisini alkışlayabiliriz?

Aslında işler böyle yürümüyor. Dünya çapında etki değeri olan her yeni gelişim, atılım, yatırım, icat ve ARGE; Pentagon (ABD Savunma Bakanlığı) tarafından markaja alınır, yönlendirilir ve ABD ordusunu daha süper hale getirmek için kullanılır. (Örnek: bilgisayar ve internet. Araştırın, önce nerelerde geliştirilmiş, nerelerde denenmiş ve hangi kurumun kullanımına verilmiş! Şaşırması garanti.) Ancak sonrasında piyasaya açılmasına izin verilir. Kazan-kazan kuralıyla hem girişimci zenginliğine zenginlik katar hem şanı yürür. Hem ordu kazanır hem de küresel kapitalizm sağlamlaşır. Sıfır toplamlı oyun kuralı: ABD güçlendikçe rakipleri zayıflıyor demektir.

Biz hep bu sansarlara mı öyküneceğiz? Ya bizim kahraman girişimcilerimiz nerede. Ne olmuştu onlara, tarih sahnesinden nasıl silinip gittiler? Bu memleket, nice kahramanlarını yedi bitirdi. Gel de şimdi rahmetli Nuri Demirağları, Vecihi Hürkuşları yâd edip ciğerini dağlama!

32 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page